Evde bir bebeğin olması her şeyi alt üst etmişti. Tek başına giyinmek zorunda kalıyordu artık. Çoraplarını çoğu zaman eşini bulamadığı için tekeş giyiniyo..
Kirli bir camın önüne oturmuş, uzun zamandır yüzünü göstermeyen güneşin sıcaklığını hissetmeye çalışıyordu. Sırtını cama dönmüş, geceden beri sızlayan ke..
Galerideki ziyaretçiler sergideki en büyük tuvallerden birinin önünde toplanmışlardı. Farklı bakış ve renkteki gözler tablonun boyalarında, fırça izleri..
Yine bir bahar gelmiş, dayanmıştı kapıya. Baharların artık ne getireceğini, neleri götüreceğini kestiremiyordu. Son ya da ilk hiç fark etmiyordu, sağı ..
Göz kapaklarını delip beynine kadar işleyen güneşin yakıcılığından düşünceleriyle kaçıp kurtulmak istedi. Hayal meyal canlanan bir hatırasına sığındı. Çoc..
Kış akşamlarının yün kokulu, allı morlu yorganları üzerinde, elleri çenesinde, yüzüstü uzanmış çocukluğumun masal kahramanları beliriyor yine. Zihnimin dö..
“Tıpkı birinin evinde unutulan şemsiye gibi kayboldum işte” fakat yine de bir ömür yağan yağmurların kokusunu taşıyorum üzerimde. İçim eskisi kadar parlak..
Gecenin en karanlık anında açacaktı portakal çiçekleri. Her zamanki gibi taptaze kokularını, çam ormanlarına doğru savurarak inciden ışıltılarını gü..
Evin çatı katındaki küçük balkonunda öylece dikilmiş, akşamın geceye aktığı serin bir vaktin izleyicisi olmuştum. Ara ara esen rüzgâr; sırtıma bir ürperti..
Her sabah gri rengiyle beliren, ardından kızıla boyanan, mavileşen penceremin önündeyim. Köhne köşkün bahçesini bir asırdır bekleyen çam ağacıyla karşılaş..
Seni, bir ikindi sonrası ahşap kapısından girdiğim, taş zemini soğuk kuyu suyuyla serinlemiş avluda görmüştüm. Yaz güneşinden kavrulan sıcak, sarı s..
Yıldızlar hareket etmiyordu. Oysa başının üstüne bütün bir gök; kopmuş, dökülmüştü. Onlarda ise bir kıpırtı dahi oluşmamış, ince bir titreşim belirmemişti..
Kelimeler, fırtına öncesi bulutlar gibi birikiyor göğüs kafesime. İçimde kümeleniyor. Kaburgalarımı çatırdatıyor, çıkmak için çırpınıyorlar. Ağzımı açı..
“Sesim bir radyo spikerinin sesine benziyordu.”* Vurgular, tonlamalar olması gerektiği gibiydi. Kurallara uygun, doğru fakat duygudan yoksun... Rengi yokt..
Güneşin parlak ışıklarıyla yanarlı dönerli yansımalar oluşturduğu şeker pancarı yaprakları, zümrütten bir deniz gibi yaz ortasının meltemiyle dalgalanı..
Epey bir zaman olmuştu buralara geleli. İnsan ömrüne kıyasla çok olmamıştı belki ama yine de zor geçmişti yıllar. Dillerini, hâllerini ve gönüllerini de b..
Çocukluğumun ve ilk gençlik yıllarımın geçtiği bu küçük köye, yıllar sonra kısa bir ziyaret için dönmüştüm. Sabahın erken saatlerinden birinde yür..
“Gerçekten zırdeliydi bunun babası da,” diye işaret etti yaşlı adam, teneke sobanın yanı başında ısınmaya çalışan adamı. Bir kedi gibi sobanın kuytusuna ..
“Kapıdan çıkmak üzereyken arkasında birisinin varlığını duyumsayıp yana doğru çekildi.” Fakat kimsecikler yoktu. Son zamanlarda evin içinde de benzer h..
Uzun zaman oldu. Çok uzun bir vakit akıp geçti, aramızdaki köprünün altından. Kurumuş bir ırmak yatağından kum, çakıl ne kaldıysa doldurduk ceplerimize..
Şarkısına katılmamı bekliyordu, küçük kız. Oysa çoktan unutmuştum ben içimdeki melodiyi. Çünkü kırılmış, derin darbeler almıştım. Aslında o da benden f..
Sokakların Dili “41 muhteşem caddeden geçtim.” (*) Fakat onları muhteşem kılan sokakları seçtim ben. Kendimi beyaz çiçekli akasyanın salı..
“Bir şiirde yeri olmayan şeyin benim evimde yeri yoktur.”(*) dedi ve öfkeyle koltuğundan kalktı. Kalkınca kucağındaki şiir kitabı pat diye dü..