“Ordasın, hissediyorum seni. Korkmadığımı biliyorsun neden abartıyorsun ki bence bu kadar gösteri yeter. Git artık.” Güneşin mesaiye erken baş..
“Bu kişi, rüzgârı duyan bir kulak, söylenmemiş kelimeleri taşıyan bir dil, geçmişten bugüne akan bir ırmak gibidir. Görevi; unutulanı hatırlamak, yiti..
Kavuşur dolaşırdım sokak sokak Bir baka kalırdım ardına çıkacaksın diye Her seni aramamda gözlerim ağ..
En kısa yol, vazgeçilen yol. En uzun yol ise gitmeyi arzulayıp da bir türlü gidemediğin, hayalinde dönüp dolaştığın yoldur. Bu eylemin en hikmetlisi ise..
Oda sakini dağları severdi, canı isteyince de denizi… Deniz suydu, deniz tuzdu, deniz görünenin altındaki dünyaydı da kimse bilmezdi. Dağları da kimse bi..
her şey eğime boyun eğerken seni bu dağlara getiren nedir söyle sislerde titreten patikalarda terleten nedir oysa ark..
Seni beklemek erişilmez olan bir nokta Özlemin bir lokma ekmek parçası Sevişmelerimiz gecenin aynası Öksüz sevdamın masum çiçeği ..
Oynadığı filmlerde bazen bize doğru öylesine bakmak dışında bir şey yapmasına bile gerek kalmıyor Juliette Binoche’un. O kadar anlam yüklü bir yüzü var ..
özlemek diye bir şey var ne zaman burnumda tütsen aklıma bir uçurum geliyor. kuşları sevmem bundandır yüzüme merdivenle tırmanıyoru..