denizler yükselmeden önceydi herkes bilir bulutlara tutuna tutuna geçmiştim adaları ay tapınağının önünde duruyordun ay mı gözlerinde parlı..
Henüz küçükken, ninem dünyanın bir tepsi olduğunu ve bir öküzün boynuzları üzerinde durduğunu anlatırdı. Öküz sineklerden rahatsız olup başını sallayınca..
- Afşar Timuçin anısına - Afşar Timuçin’i tanıyanlar, takip edenler bilir; Türkçe düşünüp yazan ender felsefecilerdendir. Hatta bu yanıyla..
ağlamanın da yolları vardır miniğim her gözyaşını acıdan sanma bilmek erdemdir dediklerinden beri bak kurudu gözlerim de tenim ağlar her gü..
Şüphesiz roman sadece kurgu değildir. Öyle olsa içi boş bir portakal kabuğundan farklı olmazdı… Ki bazı romanlar tam da böyle bir tat bırakıyor okuduğumda..
Hayatım roman diyenlerin arasından çıkıp gelmiş biri olarak diyebilirim ki romanda özgünlük meselesi benim için öncelikli bir meseledir. Bu önceliği..
Roman da herhangi bir metin gibi zihnimizde güzellik duyumu oluşturmalıdır ki biz ona güzel diyelim yahut ondan estetik bir tat alalım. Bu bağlamda estet..
Küçükken pek çok şeyden korkardım. Jung’un dediği gibi kollektif bilinçaltımdan mı kaynaklanıyordu bu korkular bilmiyorum. Kimileri diyor ki doğamı..
Çocukluğumdan beri dünya dışı varlıklarla ilgilenirim. Yayımlanan kitapları okurum, haberleri okurum, filmleri izlerim, tartışmalara katılırım… Bu konuda..
bu memlekette cumhuriyet kendini bulma niyetidir yani yolunu arayan bir genç kızın içidir içliğidir hatta bilhassa onun içindir onur iç..
Yakın bir arkadaşım bir örgübilincin yazdığı şiiri gösterdi. Garip akımına uygun bir şiir yazmasını istemiş o da yazmış. Çok şaşırdım; birçok dergi bunu y..
rüzgar kuşları havalanıyor önümden birer birer telaşlı çığlıklarında bir sır var biliyorum bulutlar yığılıyor tepelerin üstüne yağmur kaçınılmaz yama..
bu yolların beni çeken bir hali var bir hali var ki sarar dağları ovaları ömrümü sarar ömür verdiklerimi vardıkça gökyüzüne döner yüreğim o zaman n..
Babamın dilinden düşmezdi; “Yaşa ki göresin!” seslenişi… Bunu, daha çok beklenmedik olaylar başımıza geldiğinde söylerdi. Özellikle de felaketler için… Am..
Bu dünyada yarım yüzyıl geçirdim. Yarım yüzyıl kendini tanımak için iyi bir olanak, insanı tanımak için de öyle… En azından bir bakış açısı oluşuyor olan ..
bir yerlerden başlamalı bir yerlerden derelere mi fısıldamalı alıp gitsin karanlığı gözlerimden ateşe mi atmalı acıları közlensin bilmem ama bir yerl..
Acaba yaşamın bir ritmi var mı? Eğer varsa bu ritmi nasıl anlayabiliriz ve daha da önemlisi bu ritme nasıl uyarız. Ritim, dediğimde “özel olarak düzenlenm..
dalgaların sesine vurulmuş bir kumru bakıyor denize dalgın dalgın boyundan büyük işler geçiyor aklından boyundan büyük düşler sulara vursa şimdi ke..
hoca öldü sokaklara kan inmişti deli zamandı silahlar patlardı sıcak gecelerde yıldızlar yanardı saklımda ne vardı şimdi hatırlamıyorum duvarlara ..
içime saklanmış bir koy var ne denizi deniz ne martısı martı koca yanardağları serinletir dalgaları öyle derin öyle sessiz akşam oldu mu soyar ..
İnsanın yaşı ilerledikçe zamanı değerleniyor. Gençken gelişigüzel, rastlantılara bıraktığın hayatına sahiplenmeye başlıyor. Bunu kendimden biliyorum daha ..
derin vadilerin üstünde uçkun bir akşam dolanıp duruyor rüzgarla mevsim hevessiz karları eritirken soluğu tükenmiş baharın çoktan duyulmuş şey de..
bir yolunu bulmalı tazelenmenin kayalardan süzülüp giden dereler gibi gecenin tasasını, sabahın telaşını silip bir yolunu bulmalı insan sevinçlerin ..
Karşılaştırmalı şiir eleştirisinin daha sağlıklı olup olmadığını bilmiyorum ancak bunu denemek istiyorum. İki Romen şairin “Turna Yeri” ve “Dalgaların Hüz..
geçmiş geçmişten fazladır ama nafile ben bugünü severim hem de güneşin teninde öyle içli öyle sıcak bir ezberi de yok sevmelerin elbette bulutla..
Giriş Kendimi bildim bileli şiirle tanışığım. Bugüne kadar da hiç ayrı düşmedim. Kocaeli Üniversitesi Şiir Etkinlikleri Birimi’nde çalışırken ba..
Güneşten önce uyanmasam günüm eksilir Yüzüm ekşir ilişme bana Daha çıkıp çöplerden ömrümü toplayacağım Çuvala atacağım artığını şehrin ..
derin fısıltılar damlıyor çatlaklardan derin sözler çarpıyor kulaklarıma usul usul gözlerim soluyor yıldızlara bakmaktan nasılda her şey ışık ..
dere akıyor gece derin ve yıldızlar başka bir hayatın öyküsüne yanıyorlar dağlar yükseliyor ölüm yükseliyor kanlı dişler geliyor gözümün ö..
insan nasıl da yalnızdır kökü bile titrer rüzgâr estiğinde nasıl da çekilir nehirleri kör kuyulara habersiz biri yüzüne üflese soluğunu hemen anlars..
yeşil patikadan sonra dilim çözülecekti düğümler de çözülecekti bir bir sustum ben susunca söz içimde kaldı söyleyeceklerim vardı oysa büyülü ..
akıp gidiyor penceremin önünden gün pencerem kirleniyor ben seyrediyorum tembelsin diyorlar çok tembel tembelim belki de ama tembell..