gelişini kutlayamadan gidişinin yasını tutuyordum
yaraya tuz basa basa...
vahşi kurtlara kendimi parçalatıyordum bile isteye
sunaklar güvercin kanında kirlenirken
ölümü diriltiyordum
zordu masum kalmak adem çocukları için
ellerimizin kirini birbirimizin kanında yıkıyorduk,
sonra kendimize gelip biraz ağlıyorduk
eşiğinde eskittiğimiz nice tövbeler…
aşk olsun Tanrım!
aşk ölsün Tanrım...