emrah çelik emrah çelik

saklambaç

merhametin kalbi olan Peygamber'e,

 saklanacağı yeri önceden bilir saklanan,

eylem öncesi fikirde başlar saklanmak çünkü

bir gizli tasarımdır hayatın içinde de

sıkışmayı göze alarak beklediğin yer

ya herru ya merru,

1 ve sıfır,

siyah devletle

beyaz leşi,

yazı ve tura

kaderi kadere bırakarak

tedirgin bekleyiş sonunu,

iman tazeleten heyecan,

huşu ve inkar,

vecd ve isyan,

tanrıya med cezirin

fırtınada denk gelmesi.

 

ve bazısı koşarak saklanır,

saklanarak kaçar, bir ivmeye umut bağlayan

ağır atlar zamanı kovalarken,

sadece yakalanma anını geciktirme.

kötü sonunu bilerek bilmeyerek

bir refleks olur yaşamak.

yüksek sesle sayılar, dehşetli mutlak sonu çağırır

en korkunç rakamlardır yaşlarımız

ve nedense hep eksik sayıldığı düşünülen;

40 50 ve saklanan köşesinde gözlerini

kısarak bakar tereddüt adımlara,

açarken ebe gözlerini yakalama açlığı ile

kimlerin sonu kimlerin başlangıcı,

kelimelerin anlamsızlığı,

acının ilk durağı

ey acı dur ey acı daha acı

 

sağım solum sobe, saklanmayan,

ey sen saklanmayan, saklanamayan

boyundan büyük soru işaretleri içinde de;

mahşer çanı, ahret sorgusu

ve korku beklentileri…

bezgin bir kabulleniştir artık

tevekkeltü alelallah

eli eli lema şevaktani

sonu karşılama farkı,

sonların bir anlamı olmalı

başlangıcın muammasını erteleyerek,

sonlarda medet,

çünkü son son oluyor

 

evrene kucak açan, saklanan evrende;

saklanacak yer yok,

anlatırken her şeyin bir şeyin içinde boğulduğunu

ve bilerek

her alt kümenin bir alt kümesi ve bir kapsayan kümesi olduğunu,

saklanacak yer yok, hapisler var

 

tek liman kalmıştır artık

sevgili, saklanacak, kaçacak,

yaşamak için bir sebep aramak,

yaşamak için bir sebep bulmak,

o sebebe tutunmak, tutunmak, tutunmak…

 

kozanın içinde akrep,

 akrebim!

merhamet merhamet…

toprak gözlüm, toprağa düşene

merhamet merhamet…

son liman, son kale;

merhamet, umut, merhamet…


devamını oku