Şefkatin bir iksir olduğu ifade edilir: Yaratıcı’ nın ayırt etmeksizin tüm canlılara engin rahmetiyle karşılıksız verdiği, sevgiden ve aşktan daha güçlü, mükemmel bir hediye. Her türde farklı tezahür eden bu şefkat, annelerde ve babalarda keskin çizgilerle ayrılır mesela. Hayvanlar âlemi insanı hayrete düşüren nice misallerle doludur, tefekkür gözüyle bakıp idrak edebilene. Kediler dünyası da ibret dolu. Sezen Aksu billur sesiyle: “ Bir kedim bile yok,” derken güçsüzlüğünü ve yetersizliğini ifade etmeye çalışıyordu şarkısında belki… Bir kediden öğrenebilecekleri düşündüğümde kedi sahibi olabilmek bulunmaz bir nimet oluyor.
Kedimiz Missy, üç aylıkken gelmişti zar zor sığdığımız evimize. Simsiyah yürüyen bir zeytin tanesi gibiydi. Kara kedilerle ilgili uğursuzluk inanışlarını kulak ardı edip bağrımıza basmıştık bu bal gözlü şirin tüy yumağını. Hiç yabancılık çekmemesi, eğlenceli oyunları, cana yakınlığı kısacası iyi huyluluğuyla evdeki herkesin stres topu oluvermişti. Büyükler onu severken çocuklaşıyor, normalde çatık duran kaşlar yukarı kalkıyordu ve en çok o özleniyordu. Sıra dışılığı, dört aylıkken hamile kalmasıyla bir kez daha tescillenmişti öyle ki veteriner bile mümkün değil, deyip üç kez aşı yapmıştı Missy‘e.
Taşınmamızdan on gün sonraydı. Sabaha karşı her zamankinden farklı bir ses tonuyla hafifçe miyavlayıp ayakucuma ilişti. Uyandıktan sonra yakınlaşmaları, göz süzmeleri devam etti bir süre. Küçük oğlum, koltuğa oturunca yanına çıkıp oturdu, patilerini yüzüne ve ellerine dokundurmaya çalışarak aynı ses tonuyla ara ara mırıldanmaya devam etti. Bir farklılık olduğunu anlamıştık. Birkaç dakika sonra minderde hissettiğim ıslaklık doğumun başladığını haber veriyordu. Aceleyle kaldırıp hazırladığım karton kutunun içine bıraktım Missy’i. Yalvaran gözlerini çekmemişti gözlerimden “bırakma beni der,” gibiydi. Bedeni kasılırken kendi doğum hatıralarım canlandı gözümde. Daha önce hiç şahit olmadığım bir deneyim yaşamanın heyecanı azıcık telaşlandırmış ve korkutmuştu beni. Dakikalar sonra ilk yavru parlak bir paket içerisinde “merhaba” diyordu yaşama. Şaşkındık. Dilimde dua, oğlumla patilerini tutup destek olmaya çalışıyorduk sadece. Ters giden bir durum olsa ne yapacağımı bilememek çaresiz hissettiriyordu ama Missy işini biliyor gibiydi. Genetik kodlarına yerleştirilmiş annelik içgüdüsüyle yavruların etrafındaki şeffaf tabakayı yalayıp miniğini havayla buluşturuyor, göbek bağını dişleriyle kesiyor, çıkan plasentayı da mideye indiriyordu. Ortalık bal dök yala, hijyen o biçim. 2, 3,4… hepsinde aynı prosedür… Benim gözler fal taşı; oğlum “hepsi bu kadar” deyip çoktan odasının yolunu tutmuşken, Missy sıraya dizilmiş emzirme işlemine başlamışken; hooop bir kasılma ve iki bonus yavru daha. Eşim: “ Ocağıma incir dikecek bu kedi,” diyor kıs kıs gülerek. Anne yorgun, birbiriyle emmek için yarışan yavrulara yetebilme telaşında. İçine yerleştirilmiş ücretsiz ve sınırsız erişimli şefkat paketini kullanıma sokmuş bile. Meğer gurlamasıyla da ninni söyleyip avutuyormuş onları. Kusursuz bir hizmet sunuyor kısacası. Nereden biliyor tüm bunları diye sormadan edemiyor insan. Daha ilk dakikalardan itibaren gösterdiği özen, şefkat, hassasiyet bir yana, gözlerinin hep yavrularının üzerinde olması, yemek yerken seslerini duyduğunda lokmalarını boğazına dizip koşup gelmesi, yönünü şaşırıp uzaklaşan yavruyu ensesinden tutup geri getirmesi, rahatça emsinler diye şekilden şekile girmesi, patileriyle onları sarıp sarmalaması en katı yüreği bile yumuşatabilir bence.
“ İnsanların kedileri olmaz, kedilerin insanları ve mekanları olur.” diyordu kedilerle ilgili makalesinde Fatih Alper Taşbaş. Bu cümle kedilerin ne kadar sıradışı varlıklar olduğunu anlatmaya yetiyor ve sanırım ben bu sıradışılığı seviyorum. Özgür, sürprizlerle dolu, kararlı, başına buyruk, dediğim dedik, minnetsiz, hovarda, eğlenmeyi bilen, gururlu, çılgın, azıcık şaşkın, sevgi ve şefkat dolu… Bu yüzden Missy evimizde yaşamayı seçtiği için çok şükrediyorum; evlatlarının bu mutluluk tablosunu tamamlayacaklarını ve zamanı geldiğinde de başka yuvalara mutluluk taşıyacaklarını, Yaratıcı’nın bir anne yüreğine koyduğu şefkatin sihirli gücünü onların da keşfedeceğini hissediyorum…