inci mercan inci mercan

Karanlık

En sevdiğini kaybetmenin acısıydı ondaki iz düşümü,

Gecenin karanlığından da zifiriydi yüreğinin karanlığı,

Vicdanın aklığı, karanlığı gidermeye yetmiyordu…


Başını alıp gitmek mi, bağıra çağıra küfretmek mi 

Yoksa hıçkıra hıçkıra ağlamak mı öteleyecekti içindeki 

Yanık kokulu kasveti…


Yıllar geçse de yüreğinin karanlığına gün doğmuyor, 

Yüzüne vuran güneş yüreğini teğet geçiyordu…


Düşmandı herkese, her şeye, en çok da kendine 

Gelenler gidenin yerini tutmuyor,              

Yağmurlar çiselemekle yetiniyor, şarkılar yarım,

Şiirler buruk…


Ah yaslı gönül, yaşlı yürek bu can bu bedende 

Hep ürkek, payına düşen kavuşacağı günü beklemek…

devamını oku