Güne bakınca
Sana bakıyor içim, başka
ürperi:
Kuşluğun tadı ayrı, öğlenin,
ikindinin
Gelirken salınırsın, giderken
Akşam zülfüne doğru
Doğrusu, su elbette doğrudur.
Elma doğrudan elma, kiraz:
İkiz doğrudan ikiz
Her vaktin tadı ayrı, geçer
de, geçmez kalır
İkimiz için erken:
Geç!
Geçelim suların dağlardan
geçmesi gibi
Senin güneyin, sadece senin
güneyin
Sen doğun yalnızca sana doğu
Benim için de, sende olduğum
için
Karışık güneydoğu!
Dicle’yi yanlış söylüyoruz
bilerek:
-Eklemek istediğin var mı?-
-Var!
Güzellik tadından yendiği
kadar!