kanadı kırık melek
kadere imanın
bitirimi virane aşk
aşk baygın
baygınlık ruhunda yorgunluk
hayata olan inancın
labirent dolambaçlı
kaybolmuş yolunda taşları
taşları vicdanına konduran
karmakarışık yaşama
yaşama gelgitliğinden
kelimeleri sığdıramadım kağıda
ya da
sığarken bunaldı anlam
bir infilak sessizliği
hüzün derin
derince kabus dolu uykuda
umutlar kervanına
uzaktan yetişme
çaresizce
çaresizce uzaktan
aydınlık gökyüzü karanlığında
sarıp kuşatıyor sıkıca çaresizce
çaresizlikle
çocuksu bakan gözlerim
umarsızca
inatla yolunda
çölleri geçme telaşı
sarıyor yorgun
yorgunca düşkün
prangalar ayaklarımda
kuytu köşe de elleri kelepçeli
bir ses dalgası ulaşıyor
ses dalgası beynimi keşifte
bir ses keşmekeşesi
solgun dalgın bakışlar içinde
azgın kalabalığın
duyumsuzluğunda
kayboluyorum
aldırmadan
duymaya çalışan algım
canı sıkkın sakinliği ile
anlamaya çalışıyorum o an
acılar yakıyor ağaçları
vakitsiz geçen kuşların
nefessiz havası
sarıyor bendimi
ikaz ederken
vuruluyor insan gönlünden
bir hayırhah olma
tebessümü
güller aksediyor
rüyalar alemine
azap veriyor maceralar
kuru bir dal
susuz sessizce
yitip gitmiş bu alemden
uzun uzun yazılmış
bir şiirin etkisinde
anlar mıydı
güzelliği
anlar mıydı
yaşamın pozitifliğini
o anlar mıydı beni
ya ben onu
üç beş yaşam dinginliği
gökyüzünde
“ya sabır” zikri
dilimde dolanıyor
dolanıyor hücreleri sarıyor
mistik kokusu fısıltılarda
kiklon fırtınası
darmadağınık kağıt hanesi
arıyorum bir esbap
vurulgan her yer
yıkık dökük her şey
merak sarıyor düşünceleri
ölüm allahın emriydi
unutulmak var mıydı
ölüm allahın emriydi
ayrılık olur muydu