kanayan
gözlerime tuz bastım yokluğunda
yaşadığın kente kurtlar indi karşılarına durdum
ismini
bağırarak ormanlara koştum bir deli gibi
oturdum vahşi hayvanlarla
yemek yedim
nehir sularından içtim
onlarla yere uzanıp
sonra kalktım kahkahalara
yürüdüm yarı çıplak
sen üşüdüğünde yanan
ateşlere köz oldum
durmadan bir ağlamak geldi
yokluğunda
kulağı mandallı bir köpek
gibi sokaklara savruldum
ahlaksız siyasetçilerin
hepsine ahlaksız küfürler ettim
hepsinin birden yüzüne tükürdüm
şeytani yobazların
duvarlara çarptım düşlerimi,
arzularımı taşlara vurdum
önce her gece karanlıkta
defalarca öldürdüm seni
sonra her sabah kalkıp bir
güneş gibi kestim yolunu
gitmem ben gidemem
boş yere kendini avutuyorsun