Son günlerde en çok yaptığım şey; gündelik konuşmalarda bana söylenen ve çok sıradanmış gibi görünen sözler ile o sözlerin söyleyiş tonunun içinde gizlenmiş derin duyguları aramak. Eğlence dolu bir arayış bu. Samanlıkta iğne aramak gibi olduğunu düşünebilirsiniz ama dikkatli bakarsanız o iğneyi çoğu zaman bulabiliyorsunuz, tabii iyi ararsanız. Bu da merak katsayısını sürekli diri tutuyor. Bence; kim neyi, nasıl diyorsa o deyişlerin içinde bazılarının kendi bile farkında olmasa da mutlaka bir derin duygu gizlidir. Bu da sanki o karşınızdaki insanın iç dünyasının söylediği sözcükten başlayarak derinleşen duyguya doğru gittikçe dibe inen ve dibe doğru indikçe büyüleyen bir yeraltı mağarası gibi keşfidir. O mağaraya indikçe bir merak, indikçe bir heyecan, indikçe bir keşif ve keşfettikçe bir zafer.
Size konuşurlarken ses tonlarına ve vurgulamalarına dikkat ediniz, esas onlardır size konuşan, sözcükler değil.