gün batıyor akşam oluyor işte
üzümler sarkıyordur şimdi ülkemde
bereketinden asmalar yere eğmiştir başını
bağbozumuna kimseler kalmadı o geniş evlerde
köpekler toplanıyordur gece voltasına yakın
zifiri bir yalnızlık çökmüştür bağlara
in cin top oynuyordur el ele
sadece köy mezarlığında yatan çocuklarımızın
lacivert geceden korkusu yoktur
oyunlarına tüm renkleri katmışlardır
mahşeri bir oyun kurmuşlardır oracıkta
başı bir katre çekiyordur oyunun
kahkahasıyla ipek’ten bir gülüş kıpır kıpır
parmak aralarında erken ölümün damgası kara benleriyle
akrabalık, kardeşlik işte, ruh çekiyordur
aynı düşleri kurup aynı sonsuzluk oyununa
yusuf’çuk bir kuş katılıyordur
bastonunu yere vuruyordur bir sarı teyin
altın perçemli çocuklar geçiyordur
nohut çocuğun börek tepsisinden
ve birlikte söylüyorlardır döne döne
tık tık kabacuk bizi altatan babacuk…
kahkahaları cennetin sırça köşklerini sallıyordur