neslihan karahan neslihan karahan

Meçhul Not

Yağmurlu bir hava …

Öyle sakin değildi yağmur. Yollara, caddelere fevç fevç akıntılar hakim olmuştu neredeyse.

Sahafların sokağına adım atar atmaz ritmik hava karşılamıştı yine kendisini. Öyle ki yağmurun sızım sızım gökten yağışıda bu ritmik havayı daha da efsunlu hale getiriyordu. Acele davrandı ve hemen karşısına çıkan ilk kitapçı dükkanına girdi. Klasik batı klasiği yankılanıyordu etrafta. Notaların ardı sıra terennüm etmesinde ki  ahenk  kendisine de motivasyon olarak sirayet etmişti. Tebessümler, alkışlar, tebrikler, rengarenk sevinçler havada uçuşuyordu adeta.

Kısa bir bekleyişten sonra aradığı kitabın ismini sordu ve hemencecik bulması şanslı hissettirdi kendini. Daha fazla vakit kaybetmemek için ödemeyi yapmak üzere kasaya yöneldi. Kasiyerin,  hoş geldiniz tebessümünü ima eden bakışıyla göz göze geldi. Kırmızı ruju, kırmızı kazağı içeride ki müziğim ahengine daha bir renk katıyordu.

-Nakit mi? Kredi kartı mı,  diye sorması üzerine

-Nakit, diye karşılık verdi.

Elini cebine atınca yanına para almadığını anladı.

-Hay aksi aceleden nakit çekmeyi unutmuşum.

-Sorun değil kartla çekerim.

Yine karta yüklenecekti anlaşılan. Kartını cüzdanının saklı bölmesinden çıkartmış ve ödemeyi yapmıştı.

Kasiyere teşekkür ederken kızın,  kırmızı kazağına uyumlu kırmızı ruju etrafa müspet enerji yaymaya devam ediyordu.

İşlem bitince durağa yöneldi. Güzergâhına giden ilk otobüse bindi. Bulduğu boş yere oturdu. Henüz ilk soluğunu almıştı. Bir iki etrafa göz attı bu arada. Ve kitabı incemeye koyuldu. Sayfalar buram buram sahafların hoş esintisini ulaştırıyordu burnuna. Sukünet buldu o anda. Tam sayfayı çevirince, eline bir kağıt parçası geldi. Üzerinde bir şeyler yazıyordu.

Alt alta sıralanmış kelimeler,

Tahsin

Sökün etmek

Mahbes

Anafor

Metazor

Bu kelimeler kitabın tarzına yabancı değildi.

Belli ki bazı bilmediği kelimeleri not almıştı her kimse.

Kağıdı çevirince bir paragrafa rastladı.

"Eskilerin sıklıkla tahsin ettiği bir gelenekmiş , çat kapı misafirlik.

Sakin sakin, herkes köşesinde otururken ailece, aniden tanıdık yüzlerin sökün etmesi pek hoşlarına gidermiş ev halkının.

Bu halleriyle kendilerini bir mahbesin ortasından, aydınlığa çıkmış gibi hissederlermiş.

Hele ki muhabbet eşliğinde tıpkı bir anafor misali konudan konuya, hatıradan hatıraya değinmeleri yüzlerde tebessüm üstüne tebessüm bırakırmış.

Yelkovan akrebi kovaladıkça ilerleyen saatin dahi farkına varamazlarmış.

Ne zaman kalkacak olsalar, ev halkı bir metazori yöntemiyle biraz daha kalmaları için ısrar edermiş.

Böyle akşamlar…"

Anladı ki kağıdın ön tarafında alt alta yazılı kelimeler cümle içinde kullanılarak pekiştirilmiş… şimdi bu kendisi için de bir yol, bir yöntem öğrenmenin sebebi oluyordu.

devamını oku