Hislerin
ışığını kısmak değil mi kalbin ruhunu susturmak
Oysa
ahitin gizine erebilmek değil miydi amacımız
Sürmek
değil miydi gizli çocukluk aşkımızın izlerini
donakalmadan
bir güz öyküsünde
Sen
ki meydan okuyorsun ruhuma güneşin kızı
Biz
ki iki keskin bıçak… illa kesecek
Tekinsiz
huzurum…
Yarım
kalmış bir şeyleri hatırlatıyor gülümsemelerin
dudağının
kenarına gömülüyorum asil yüzlüm
Krallıklar
yürüyor tenimden
Ateşimle
dağlayarak ağzının atlarını,
kor
giriyorsun gönlümün saraylarına
Kelimelerimle
işliyorum seni kirpiğimin kıyısına
“Kimi
ışık oluyorsun kimi zaman su”
Karanlık
bir çekim gücü barındırıyor
yağmurlu
havalarda sipere yatmış ayrılık
“Herkes
tek başına ölür” diyorsun
Tek
başına açar ve tek başına solar
Güze
sürgündür doğunun gülleri doğru
Eylül
deyip de toplamamazlık etme
Aktığını
görürsün de akşama sefaların
nar
kırığı mürdüm moru sarı başak
Her
mevsim geçtiğini görürsün de kalbimde
İflah
olmam ben kendime kırgın kuytularda
Yeminle!
Seni kendimde barındırıyorum