taze çay
yapraklarıydık Seylanlı kızların topladığı
en hasıydık
ipek kumaşların en yünlü kaşmiri
İpek
Yolu’ndan gelen ilk baharatlar kadar saftık
Pencâbi
nağmeleri alırdık koynumuza
çıkar
gelirdi Binbir Gece Masallarından Şehrazat
Arap atları
bir şahlansa biz üç koşardık
bilirlerdi
bizden çıkardı en şehevi çığlık
tenlerimiz
kehribar kadar parlardı akşamlarda
şarkılar
söylerdik doğunun kadim rüzgârlarına
peçeli
kadınların mahzun bakışlarıydık
şimdi
orada, hâlâ bizi anlatır ölmüş şamanlar
sis
çöktüğünde Uygur çobanlara yol gösterir
bizden
kalan o göçebe ve talihsiz ıslık