şakılar
göğün
kırbaçları
boşalır
bir ahenkle
sular
iner buğular
yukarı
çıktığı gibi
tane tane
eleği tutan
kim
 
dem vurdukça
bulutlar
başlar ilahi
sağımlar
süzülür 
beyaz tül
giymiş
karlar
kelebekler
gibi salan kim
 
gök kubbe
otağı 
gizemlidir
direği
çarksız
dönderir çeşni feleği
derinleşir
durgun göğün
yüzleri
güvel rengi
süren kim
 
sur aleminden
estikçe
sırlar
yarin ipek
saçları parlar
gezinir
zühre tarağı
gibi 
seher yeli
gönlümüze
üfleyen kim
 
çevrilir 
sayfa sayfa
günler 
gelir şiir
ahenkli mevsimler
süsler
zifiri
karanlığı
kandiller
nurunu yakan
kim