sevda kıdeyş sevda kıdeyş

rezonans

yağmurun yapraklara getirdiği haberi

taşların arasından fışkıran taze çiçekler kadar

 selamlayanlar bilir

dünya bir duraksama

sabahı akşamı olan

ve yanılsamaları ile mükemmelliğe uzayan

o hakikat yeri.

 

bu arada değersiz kılan bizi

dizimizi bileğimizi

boynumuzu kıran o tozlu tufan

dalgaya alınacak bir mesel olsaydı

yırtınır mıydı gök?

 

ilk insan son efendi

çiçeği tefsir eden sincap

çölün kalbinde kırbasına şefkat çeken

kuyusu hâdi’nin himayesinde

ve bağışlanan

simsiyah ömürlü mürebbiye.

 

zevk ve dert efendi ister

 efendi, mahcubiyeti gözeteni

yüzünü yere eğmiş sümbül kokusu gibi

yafes soyundan…

 

kalbimizi düne bölen bereketli pişmanlıklar

üzüntü  eker ömür atlasına

boşa geçmiş günler için

oysa bilinmeyen semalarda kaydedilmiş takdir

 kalp ile tasdik edildiği zaman

daimi gecesi gündüze varan

kumrular mütebessim ötüyor

bütün tereddütler kaybolup

 taşın içindeki  mahpus dile erişince

 ve ey kalbime ismini söylediğim

dünü de hatırlı kılan

o dağ artık

o kına taşı

avucuma turuncu bir gökyüzü bırakıyor.

devamını oku