-Zerdüşt'ü uyandıran kadına-
gülü hançer yapan baharın celladıdır
hançeri gül yapansa karakışta simyacı
gün yutulduğunda kendime yakındım
duygu heybesine doldurdum akşamın sancısını
siyah kırbaç ve yeleler, beyaz atlarla dörtnala
kaçarak kendimden şavk evrenine taşındım
ah sessizlik ressamı
avuntuyla kavgam var benim
karakalem bir özgürlük çiz bana
gökyüzü soğuduğunda varlığımı sakındım
dilimin ucunda taşıdım harflerden sevincimi
kar tanesi, orman ve geyiklerle üç kızak
buzlu bilinçaltında sımsıcak hafızama takıldım
ah yalnızlık ressamı
gökyüzüyle kavgam var benim
deniz tenli bir alev çiz bana
düşlerden ilkel düşünceden uygardım
aklın avlusunda tutuklu volta atandım
efsuni nefes, üflenen ruh ve ipek düğümlü
karanlığı delen gizeme zerdüşt gibi tapandım
ah sözcük ressamı
ya tanrı musîkisi ya da kutsal çağrısın
masaldan çıkma iki his, yüreğinin zarafetiyle
gözümde beliren bir melek çiz bana
karakalem bir hayal, resimde adın olsun
her resimde aynı kadın, gecelerde saklı olsun