çiğdem bozkurt çiğdem bozkurt

Erebus Etkisi

Karanlıkların Tanrısı o simsiyah kanatlarıyla üzerimi örttü. Ağırlığıyla bedenim uyuştu. Göz kapaklarım söz dinlemez oldu.

Bıraktım kendimi. Beynimin her  kıvrımına bir orkestra kuruldu. Tiz sesli borazanlar, davullar eşliğinde  ‘hoş geldin’ diyor. Ne geliş ve ne hoşluk ama! Kerberos üzerime üzerime haykırırken bir hoşluktan nasıl bahsedilebilir ki. Elim kolum  ateşten iplerle bağlı. Dünyanın en acı ilacı zerk edilen damarlarım  alev alev yanmaya başladı. Bağırıyorum ama sesimi duyan yok. Zıplıyor muyum,  tepiniyor muyum, titriyor muyum bilmiyorum. Bedenimin benden bağımsız yeni ritimler bulmaya çalıştığı belli. Serin bir rüzgâr esti. Sonra kondu göğsüme. Kirpiklerimden yol bularak  yüreğimde rüzgârla buluşan nehir, yavaş yavaş soğuttu hücrelerimi. Şimdi canım daha az yanıyor.

Hafiften bir sarhoşluk hissi sarıyor ruhumu. Aralayabildiğim kadar araladım gözlerimi.
Ne karanlık kalmış ne de beni bekleyen bir sandal. Pelerini suya değen o sevimsiz surat da yok ortada.  
Gülümsüyorum karşılık beklemeden...
Sonrası uçan pamuktan bir döşek ve burnumu düşüren hastanelerin o delirten ilaç kokusu.

 

devamını oku