h. ihsan sönmez h. ihsan sönmez

aşkın gece yarısı

Ne zaman yalnızlık yolundan yürüsem, eşkıya gibi yol kesiyor özlemin. Yüreğimden ve sevgimden başka verecek neyim var? Islak kumsalda gezinsem;  iskeleye yaklaşan ve omuzlarıma dokunan gölge gibi sensizlik. Sensizlikle yüzleşmem var. Aynaları düşüneceksin. 

Erken sabah, başımda uçuşan çığırtkan kuşun sesi duyulmuyor. Bu, akşamın habercisi. Güneş batarken yine  güleceksin.  İşte yağmur  yorgunu  ıhlamur ağacı, dağın arkasında şimşekler çakıyor. Çizgisine tutunarak sana gelmek isteyen ben. Ne yaparsam yapayım, güneş battığından ruhuma gireceksin.  

Gözlerime dokunan ay parçası, senin fotoğrafınla seni düşündüğüm iklime düşüyor.   Yüzünde, harika yeryüzü gerçeği saklı.  Saçında lavanta kokulu bir ırmak, vadisinde birleşen iki güzel pınar. Hangimizin alınyazısıysa bu? Avuçlarımızın sıcaklığında kuruyacak sevineceksin.

Küçük asma köprüler asılıyor kirpiklerine. Dudaklarına dokunsam gelincik tarlası. Büyük dolunay gibi küçük gözbebeklerin.  Bir gözünün altında akşamın son ışıkları, diğerinin kıyısında bir gece yarısı ki romantik. Yavaş yavaş yükseliyor işte sabahın ilk ışıkları.  Hani bir an bu iklimi bir şehir say,  sevgilim düşlerinde harika sokaklar var. Bir yanağın da Avrupa yakası diğerinde  Anadolulu bir tutku. Dudaklarında bir Beyoğlu gecesi.  Bir masa iki fincan ve  kahve kokusu, kokunu içime çeksem. Ah, canım be erotikası var hissedeceksin.

Diyeceğim, seni düşünmenin metafiziğini aşındırdım bu gece.  Desem ki gökyüzünün delisi, kumsalda hayalinin serserisiyim. Küçük parmaklarını, hayran olduğum saçlarına dolayarak rüyanda bile güleceksin. 

Hayat çok şey öğretti bana. Ama öğrendiğin tek gerçek nedir  diye sorarsan, aşkımı sevginin  üzerine koyarak  “sensin sen” diyorum. Ah suskunum! Varlığın bile yeter, ebediyen kalbime yerleşeceksin...

devamını oku