nefesinde çiçekler vardı, kırmızı, mor ve kırmızı
bir gün saçlarından döküldüler
kuşlardan uzakta ne kadar gürültülüydü
gökyüzüne saygı göstermediler
sen gölgelerin kaynağısın dedin.
avucunu koydun önüme.
göz yaşı ile dolan derin bir göldür yürek.
dokun.
nefesinde kelebekler uçuyordu
ikimiz içindi geceler, her gece yaptığımız
dağlarda büyüsün diye çiçek imalatıydı
kirpiklerin kaburgalarıma bükülüyordu
boşluktan sızan
omuzlarından
sırtından
kalçandan
ve bacaklarından
ayak topuğuna akan
bir damla terdi
ekmek ve pıhtıdan önce dedin
karanlık aydınlıktan
bilmemek bilmekten
yağmur benden
teninde toprak
yağmur benden
avuçlarındaki çamura baktın
karanlık aydınlıktan
bilmemek bilmekten
daha güzel dedin
sustun.
saçların dağıldı
dur
diyemedim
uçtu
bütün kelebekler…