gürsel akbulut gürsel akbulut

Rakamlar Lal’dir Harflerin Büyüsünde Dili Çözülen

Mesleki olarak devamlı rakamlarla uğraşmanın vermiş olduğu zihinsel yorgunluğun nedenlerinden birisi, rakamların sessiz ve derin bir yapısının oluşudur. Her ne kadar soyut kavramları olsa da uygulama alanında duygusu olmayan somut karakterlere sahiptirler. “Geometri yaratılış öncesinde de vardı” diyor Eflatun. Dünyanın yaratılış hesabının özünde de matematiksel bir yapı vardır. Bu yüzden rakamlar biraz da ezelidir. Var edilenden ilham alınarak giydirilmiş değerleri vardır. Belli bir algoritmaya göre çalışır. Rakamların çoğalan ve eksilen özellikleri olsa da değerleri hiçbir zaman değişmeyen hep aynı olan sembol karakterlerdir.  Bu yüzden rakamların sonuçları hep aynıdır, hiçbir zaman müdahale edilemez ve değiştirilemez. Değiştirilirse kaidesi bozulur. 

Harfler ise gizemlidir,  kelamı söyleyenin duygularına göre mana kazanır. Değişken ve akıcı bir ruh hali vardır. Marifet ve Hikmet’te İbn Arabi. “Harf ilmi İsevi bir ilimdir” der. Harf sırların taşıyıcısı olarak kendi gerçekliğinde ve gizemindedir.  Kalbin en derin yerinden çıkan diriltici nefestir onlar. Ve her birinin penceresi bir âleme açılır.

Rakamlarda mizan tutturulmasının anlık huzuru ile toplama ve bölme işlemindeki sağlayan güven hissi geçici olarak mesleki bir çalışma hazzı katsa da onunla sürekli uğraş verenlere soğuk muhasebe ilminden başka bir katkı sağlayamaz. Fatura ve ödenecek vergi makbuzlarının veya yaldızlı bir senedin üzerindeki rakamların hepsi uygulayıcılar açısından bakıldığında materyal birer sembolden ibarettir. Rakamlarla çalışmak maddi ve manevi yaptırımları olan ve sorumluluk gerektiren bir iş ve eylem olduğundan dolayı sürekli rakamlarla ilgilenenlerin yüzlerinde tebessüm yansımalarını pek göremezsiniz.  Bu alanda mesleki olarak devamlı uğraş verenler belli aralıkta zihinleri dinlendirme adına çeşitli bahanelerle destekleseler de belli bir zaman sonra haliyle bıkkınlık hissi yaşamaktadırlar. Oysa sıradan yazılmış harfler bile bir dokunuşta ruhumuzu okşayabilir. İçinde barındırdığı kelamın hissiyatıyla en sade ve yalın bir insanın bile yüreğinde kıpırtı oluşturur, karşılık bulur. “Manaları kelimelerin kalbine indiren rabbimize hamd olsun.”

Ticari alışverişlerde el ele tutuşarak yapılan pazarlıklarda bile sonuçta yine harfler rakamlara karşı galebe çalar. Nitekim iki kişi arasında yapılan kıyasıya mücadele sonucunda on kuruşluk rakamlar kelimelerin sihriyle beş kuruşa düşer veya on beş kuruşa çıkabilir. 

“Kalem kılıçtan keskindir” Atasözünü açacak olursak,  kalemden damlayan mürekkebin ruhunda harflerin büyülü iksiri vardır. Onun zarafetinin ve belagatinin karşısında nice kılıçlar yerlere atılır,  pusatlar kırılır.

Bütün bu verilere inat harfleri sıkıcı bulup rakamlara sığınanlar da yok değildir. Lakin genel yansımalara bakınca harflerin sıcaklığının gölgesinde kalacak düzeydedir.

Boş bir kâğıda veya siyah bir tahtaya yazılan rakamlar ilk baktığınızda ard arda sıralanmış ölü birer karakterlerdir. Onları dilimizde telaffuz etmeye kalktığımızda her biri harflerden elbise giyerek canlanır. Nihayetinde matematikte karşılığı olan değerleri neyse o ölçüde ses bulur. Mitolojide ve dinlerde geçen uğurlu ve uğursuz rakamlar da bu örnekte vermiş olduğumuz iz düşümleriyle anlam kazanır. Mahiyetinde barındırdığı mistik yapıda iyi ya da kötü ne varsa harflerin çilingiriyle kalplerde makes bulur. Rakamlar lal’ dır, harflerin büyüsüyle dili çözülür.

Dolayısıyla devamlı rakamlarla uğraşmanın vermiş olduğu kısır döngü boş bir fonusun içinde dönüyor gibi zihinleri yorarken, harflerle uğraşmak ise dinginlik verir. Harfler iyileştirir. Kalabalıklar içindeki yalnızlığın kapıları harflerle açılır, harflerle son bulur.  

“Hü” deriz, gönüllere cemreler düşer.

Nihayetinde; bakmayın siz benim rakamlarla uğraştığıma,  gönlüm aslında hep harflerden yana…

devamını oku