heybet akdoğan heybet akdoğan

Siyara

gün devrildi
kor gibi biten bir ömrün bağrında
el ayak çekildi sinemizden 
güneş ve ay gibi 
yanıp söndü hayallerimiz
kuşandıkça zamanı
sessiz feryatlar düştü sözümüzün üstüne 

her şey yabancı kesilirken bize
sığınmak kırık bir umuttu 
vuslatımıza sızan
sürgün hicranlardı siyara 

anıların kollarına bırak kendini
hafif bir yel gibi okşasın özlemim seni
sislenmiş hatıralarımızın arasından
bir su damlası gibi sıyrılıp
gözlerinden akacağım 

tüm acılarımız
artık kuşların kanadında
sabrımız
gül misali sallanıyor siyara 

ödediğimiz her bedel
gökyüzünün rahmeti
müjde meleğinin getirdiği gelinlik
kutlu cefanın hediyesidir 

aşkın beyt'ül gazeli 
sonsuzluğa 
o ebedi kurtuluşa
gök kubbe altında
yana yana 
bizi kendine yar kılıyor 

gün bugündür siyara
biz kül oldukça
dervişler nefes verecek yangınımıza

devamını oku