Gözlerin günaha ezandı sanki,
Her vakit kendine çağıran
Vakit geçti oysaki
süre bitti
Düştü bir çığ, kör zirveden
Boğdu beyazlar yeşili
Günahkârı değilim…
Bilmiyorsun … kurudu havza
Susadı toprak sâyede
Çatladı damarları yoncanın
Geceye yeminli kamerin,
Bozuldu kâvi yemini
Seni bana yazan kalemin,
Kırıldı inadı
Gelecek değilim…
Yutkundu güller, çiğlerin son damlasını
Bir gonca boğazında, düğümlendi her sabah
şafağın son çağrısı
Söyleyecek değilim...
Bilmiyorsun…
Sularına bulaşan yakamozun tadını.
Çekti sular tuzunu,
Kumsala gömülmüş o virane yazıyı
Kazıyacak değilim…
Boğazda her Pazar kahvaltısı
Simide doyururken ben martıları
Martılar gelmez oldu…
Maviler soldu biçare
Son tura çıktı Adalar vapuru
Orhan Veli’nin İstanbul’u mu bu?
Dinliyorum,
gözlerim kapalı
İnanacak değilim…
Kalabalıklar tek kişilik şimdi…
Kumrular bile ayrı gayrı
Yaralar sarılmaz,
Bir yere varılmaz bundan gayrı…
Kırk yıllık hatırı terk edip de
Yalnız içilen o kahvenin acısını
Unutacak değilim…
Bilmiyorum…
Sormayın bana tek bir sual,
Senden gayrı
Bir garip haldeyim,
Bir garip yerdeyim
Yağmur kaçtı buluttan
Güneş vurdu abise
Bu böyle giderse,
Akıl kârı değilim…