neslihan karahan neslihan karahan

Umudun Rengi Yeşil Olursa

Renkler…

Renkleri severim.

Bütün renkleri severim, lakin bazılarını daha çok severim desem tabii ki yanlış bir şey söylemiş olmam. İnsan tek bir duygudan yaratılmadığı gibi, tek bir zevkten de yaratılmamıştır ne de olsa…

Renkleri sevmek hayatı da sevdirir insana…

Doğa da renk renk değil midir mesela? Her bir rengin farklı çağrışımlar yansıttığı doğa, onlarla gün yüzüne çıkar bir manada.

Renkler nereden alır içine hapsettiği manayı acaba... Bir yolculuk esnasında vakit be vakit ben de şahit oldum bir rengin manasına: Yeşilin umudu çağrıştıran manasıydı bu.

Araç içinde yolculukta gözüme ilişmişti manzara. Öyle bir manzara ki, sisler içinden yakamoz misali, bir görünüp sonra sise teslim olan yeşilimtırak bir tabloyu andırıyordu. Sahilde boylu boyunca uzanan sis, denizin üstüne tabaka oluşturmuştu neredeyse. Puslu bir gökyüzünün sirayet etmesiydi manzarayı bulanıklaştıran. Deniz, kutupların erimeye yüz tutmuş halini hatırlatan manzaraya bürünmüş ve donuk…

Birbiri ardınca sıralanmış ağaçlardan birçoğu, kurumuş dallarla bezenmiş kahverengi kış moduna geçmişti. Hâlâ yeşilliğini koruyan ender birkaç ağaç göz kırpıyordu umut umut diye.

Sahil sessiz... Bir kadın yürüyor ağır adımlarla... İki arkadaş sohbet ediyor ileride,  sıralanmış ağaçların sağ tarafında.

Ve yine şu göz kırpan yeşil ağaçlar...

Sanki insana bir şeyler hatırlatıyor. Nasıl oluyor da kurumuş ağaçlara nispetle yemyeşil kalıyorlar... O ağaçlar da kışa, yağmura, kara, soğuk havanın etkisine maruz kalıyordu. Kışın negatif etkisini üzerlerine çekmiyorlar böylelikle tazeliklerini koruyorlardı. Etrafa oksijen salgılamakla kendiliklerinden bir şey kaybetmemiş daha da güçlenmiş ve solmamışlardı. Bu halleriyle iyiliği bir tılsım gibi yansıtıyorlardı adeta.

İnsan, insana ve doğaya kendinden bir şeyler ekledikçe, ikram ettikçe paylaştıkça, kendisinden bir şey eksiltmiyor, bilakis katbekat artıyor. İyilik… Merhamet… Destek… Müspet duygular paylaştıkça çoğalıyor anbean dünya yaşanılası oluyordu. Ve menfi duygular paylaştıkça azalıyordu. Acılar… Dertler… Çıkmazlar… En aza iniyordu. İnsanın insana el uzatması manevi destek olması buna iyi bir misal oluyordu.

Öyle değil mi?

Kişinin çevresine iyilik yaptıkça aslında kendisini iyileştirdiğini savunan psikoloji tezini doğrular nitelikteydi aynı zamanda. Yeşil her zaman yeşil kalıyordu.

Rengini kaybetmeden, renginden eksilmeden yeşil kalıyordu.

Yeşil umuda çağıran rengin adı oluyordu, sonsuz umuda çağıran rengin adı…

devamını oku