neslihan karahan neslihan karahan

Eskinin Onuru

Yürüyordu…

Sakin, huzur ve sukūn bulmuş bir ruh hali içinde...

Adımları teslim olmuştu adeta sokağın içinde ki kitapçıların ritmik yapısına.

Etrafa tılsım veren o ritmik yapı daha sokağın ilk adımında hissettiriyordu kendini.

Birkaç kitapçının önünde gezindikten sonra, sol tarafta ki kapısı donuk yeşil; dış cephesi yer yer boyası dökülmüş bir kitapçıydı gözüne çarpan.

İçeri girmek için yöneldi... Adımını atacakken; duraksadı, düşündü.

Geçen gün halka açık meydanda bir ayakkabı tamircisine düşmüştü yolu. Adres tarifi sormak için girdiği ayakkabı tamircisi şimdi bu kitapçıda devasa bir deftere gömülmüş bir şeyler karalıyordu. Tahtaların gıcırtısı eşliğinde adımını attı. Selam verip aramakta olduğu baskısı tükenmiş kitabı sordu. İçeri girdiğini yeni fark eden kitapçı müşfikane bir edayla selamına karşılık verdi.

-Kitabı buluruz evlat. Gel, bi çayımı iç hele,

diye şimdilerde pek alışık olunmayan, samimi tavırla karşıladı.  Bu tavır ile dostane bir mecliste hissetti kendini.

Çay eşliğinde süren muhabbette; zamanında diplomat olan kitapçı Tahsin Amca’nın emekli olunca ayakkabı tamirciliği yaptığını öğrenince şaşırarak:

- Öyle mi, diye şaşkınlıkla karşılık verdi.

Tahsin Amca, bu hayretine bir cevaben, gençliğinde yazmaya çok istekli olduğunu ancak diplomat olmanın yazmaya elverişli ortamdan onu soyutladığını anlattı. Bununla birlikte zaman buldukça ufak ufak karalamalarla içindeki sesi kağıda aktarmanın bir nebze de olsa kendini rahatlattığını söyledi. Zira bu süre zarfında dolu dolu hatıra ve yazmaya konu biriktirdiğini de sözlerine ekledi. Görerek ve bir şeylere şahit olarak durumu analiz etmedikçe bir yazının etkili olamayacağını dile getirdi. “Unutma Evlat, insan için yazıyorsak insanları iyi gözlemlemek bize ufku gösterecektir. Ben de halka açık alanda üstelik metropol bir şehrin yine en müşterek semtini seçtim ki kolektif bakış açılarına sahip insanların içsel analizini yaparak yazıya aktarabileyim diye,” dedi.

Halka açık bir yerde ayakkabı tamirciliği yapmasını ise biriktirdiği konuları gözlem yoluyla, diyaloglar eşliğinde kurgu katmak için yaptığını söyleyince ve uzun uzun anlatınca, durum tümüyle gün yüzüne çıkmış oldu.

Ve o an, dükkânda enerjisini hissettiren, sahtelikten yoksun bir tebessüm yayıldı dudak kenarlarından ta çehresine Tahsin Amca’nın.

O ise; bu yüzyılda hala böyle insanların var olduğuna gözleriyle şahit oldu ve geleceğe dair insanlık namına solmaya başlayan umut çiçeklerinin yeşerebileceğine kani oldu.

Çay bardakları ikinci kez çoktan hazırlanmıştı bile…

devamını oku