Sislerin ardından
Kurşun damlaları
Akmakta yorgun geceye
***
Dinlenik ak pamuklu
Kanatsız uçmak bu işte
***
Zehrini boşaltmış durmadan
Geçiyor bir bilinmezden geriye
Fışkırmış dehlizler sinsi sansar
Taşmış çıkmış dışındaki nemine
***
Gezdirmiş mahmur gözlerini
Delinmiş ıslak bedeninde
***
Fırtına gecikti yine yalnızım
Akordu bozulmuş detone ruhumun
Gizli kapaklı zor bilmece çok kor
Dinmez hüzün basılmaz yaram
Farkında gark olduğum ıstırap
Gene de bilirim o hep tuz basacak
***
Ahşap gönüllerin figan kaldırımlarında
Bilir misin hayal ucunda yatan girdabı
Ayaklarının ucuna basa basa haykırıp
Koynunda son kinini kusan hep ölümdür
***
Yitirmesen de son nefesinde kumral hayallerini
Bitirmesen de kör kıyıda safralı sağır ümitlerini
Kahkahasına engel değildir bu yakışıklı sonsuzun
Sonunda “Elvedaya” ilk Merhaba” diyen
Hep ölümdür…