Bir gün görebilmek umuduyla yaşarım hesapsızca
Yarınlara uzatılmış köprülerin üzerinde fütursuzca
Çalınmış geçmişime bigane kalarak ve duyarsızca
Atarım adımlarımı çürük olsa da zemin amansızca
Fikirler inşa ederim zamana inat ve zirvelere matuf
Tiryaki Hasan da Kanije’dir, Sabbah’ın elinde alamut
Yıkıla bu devranı düzen zulmüyle olmuşsa tasallut
Bekle ki çökecek tepene fırtına öncesi kara bulut
Kaybetmişse idare adaletini reaya irade ve ahlakı
Dilbeste olsan da kȃr eder mi tanıyan yoksa hakkı
Düzelir mi her şey tersine dönüyorken feleğin çarkı
Bu bozulmuşlukta yaşamın ölümden nedir ki farkı