ihsan kadıoğlu ihsan kadıoğlu

en ideal meslek

Üniversiteye hazırlanan ve üniversitede okuyan gençleri ciddi bir seçim süreci bekliyor. Zor bir seçim olan meslek seçimi... Hayatlarının belki de en önemli kararlarını bu süreç içerisinde verecekler. Öyle bir karar vermeliler ki hem hayat boyu severek o mesleği yapsınlar hem de mutluluk getirsin o meslek onlara. Bu kararı, en isabetli şekilde verebilmek için herkesten bir şeyler öğrenmeye çalışacak ve daima bir arayış içinde olacaklar. 

Yanılmak ve mutsuz olmak istemiyorlar. İşsiz kalmak veya az getirisi olan bir meslek de istemiyorlar. Haklılar da. Günümüz şartları bunu gerektiriyor. Onlar da şartlara göre hareket etmek zorundalar. Dileriz her genç, gönlünde yatan mesleğe kavuşur ve sonunda pişman olmayacağı şekilde de o mesleği icra eder. Buna iyi bir çalışma, planlama ve araştırmayla hemen hemen herkesin ulaşması mümkündür. 

Her insan güzel bir mesleğe sahip olmayı arzular; ancak kimisi tam istediği gibi bir mesleğe kavuşur kimisi de istemediği, sevmediği bir mesleği yapmaya mecbur kalır. Çünkü hayat devam ediyordur. Devam eden bu hayattan kopmamak için de kişi sahip olduğu mesleği yapmak zorundadır. İster iyi yapar, çevresindekilerle birlikte kendi de mutlu olur; ister kötü yapar çevresindekileri mutsuz ettiği gibi kendisi de mutsuz olur. Gün gelir her şey gibi meslek hayatının da sonu gelir, emekli olur.  Geriye ya güzellikler ya da bıkkınlık ve pişmanlıklar kalır.

Ancak şu hayatta öyle bir meslek vardır ki o mesleğe sahip olanların mutsuz ve memnuniyetiz olması söz konusu değildir.  Bu mesleğe sahip olanların hayatı daima neşe içinde ve huzur dolu olarak geçer. Yaşadığı hayattan lezzet alır. Hiçbir olumsuzluk onu derinden sarsmaz, bunalıma düşürmez. Bu mesleği icra edenler, gönülleri sadece güzelliklerle dolu olduğu için dünyayı güzellikler yurduna çevirmede maya olmanın mutluluğunu da yüreklerinde hissederler. Onların en başta gelen görevi gönülleri gül bahçesine çevirmektir. Sonra, yüzlere tebessüm mührünü vurdurma.. zorda olana, darda kalana yardım etme.. iyilikleri çoğaltıp kötülükleri azaltma.. dostlukları artırıp düşmanlıkları bitirme.. dünyayı insanların bin bir renkli çiçekler gibi bir arada ve huzurlu şekilde yaşamalarına elverişli hale getirme ve buna benzer birçok işi severek yapma.

Bu meslekte mutsuzluk yok, huzur var. Kaybeden yok, hep kazanan var. Yorgunluk ve bıkkınlık yok, gayret ve istek var. Rekabet yok, dayanışma var. Çatışma yok, kardeşlik var. Düşmanlık yok, bütün insanlığın barışı var. İnsanı ve insana ait değerleri yüceltme var. 

Eşi, benzeri olmayan bu mesleğin adı: “İnsanlık”. 

Gerçek manasıyla insan olma. Bizi diğer mahluklardan ayıran üstünlüklerimizi öne çıkarmadır.

 Vicdanının sesine kulak veren, kendi menfaatini başkalarının menfaatinden üstün tutmayan, hakkın ve doğrunun savunucusu olan bir meslek… 

Yaratılmışların en üstünü insandır. İnsana melekleri bile geçebilecek bir kabiliyet verilmiştir. İnsan, ister ve gayret ederse meleklerin bile kendisine gıptayla bakacağı bir konuma yükselebilir. Bunun tam tersi de söz konusu tabii ki. Kendisini çirkinliklerin kucağına bırakan insan da insanlığından çıkıp aşağıların en aşağısına inebilir. İnsanlık tarihi her iki gruba girenlerin örnekleriyle doludur. Fakat insana yakışan birinciyi tercih etmek ve gereğini yapmaktır. 

İnsanlık mesleğini en güzel şekilde icra etmeye çalışan birine hiçbir meslek zor gelmez. Onun hedefi her yolla hem kendi insanlığını hem de bütün insanlığı zirveye taşımaktır. İnsanlık zirveye taşındığı takdirde bugün yeryüzünde yüreklere burkuntu veren tatsızlıkların hiç birisi yaşanmayacaktır. Bu sayede insanların bırakın birbirlerini öldürmesi, karıncayı dahi ezmemek için tedbir alacağı bir ufka ulaşılacaktır. 

Bugün devletlerarası düşmanlıklarda ve insanlar arası husumetlerde tek sebep gerçek insan olma yolunda bireylerin yetiştirilememesidir. Kavgaların, tartışmaların, kabalıkların, kinin, öfkenin, hırsızlığın, dolandırıcılığın, başkasının kuyusunu kazmanın ve maalesef cinayetlerin altında yatan sebep de gerçek manasıyla insan olamamamızdır. 

Meslek seçimi için zorlanan bir gence, biz gönlü kardeşlik ve yardımseverlikle dolu olmanın insanlığa kazandıracaklarını öğretebilirsek artık o her mesleği severek yapacak ve başarılı da olacaktır. Her yolla insanlığa hizmet edilebileceğini kavramış bir insana meslek seçmek zor gelmeyecektir. “İnsanı yüceltirsem insanlık yücelir.” duygusuna sahip olan bir genç, hayat boyu bu kutlu mesleğin icrası için mücadele edecektir.

Dünya nimetleri herkese fazlasıyla yetecek kadar boldur. Paylaşma duygusuyla yetişen bir genç bu bolluğa katkı sağlayacaktır. Gerçek insanın içinde paylaşma duygusu zaten vardır. Bu duyguyu korumak, hırsın ve hesedin bunu yok etmesine müsaade etmemek hem kendi insanlığımız hem de bütün insanlık adına yapabileceğimiz işlerin en güzelidir. 

Her geçen gün sonundan endişe ettiğimiz dünyamız ve insanlık alemi, ancak fertlerinin özüne dönmesiyle  cennete benzeyecektir. Bu da insanlarımızın gerçek insanlığa erişme yolunda göstereceği gayretle orantılıdır. Geçimimizi temin etme adına peşine düştüğümüz meslek kadar hatta daha fazla insanlık mesleğini de en güzel şekilde icra etmenin derdiyle dertlendirmeliyiz herkesi. En başta da gençlerimizi. Çünkü insanlığın geleceği gençlerdir. Kemikleşmiş davranış ve düşünceleri değiştirmek zordur. Ama genç ve körpe dimağlar bu ideal mesleğin gerekliliğini çok daha çabuk kavrarlar. 

Dünya, kendimizi sonunda mutsuz hissedeceğimiz bir mesleği yapmaya değmez. Çünkü burada her insan belli bir müddet duracaktır. İşte o durduğu süre içerisinde çok güzel bir iş ortaya koymak, yarın göçüp gittiğinde de herkesin ardından takdirle anacağı bir insan olmak esastır. Bu da insanlığın gereğini en ideal şekliyle ortaya koymakla olur. Geride hoş bir seda bırakmak, insanlık mesleğini en güzel şekilde yerine getirmek her iki dünyada da insanı mutlu etmeye yetecektir. 

Biz tercihimizi en ideal meslekten yana kullanalım. Gerisi kendiliğinden kıvamını bulacaktır.


devamını oku