ebra topyıldız ebra topyıldız

Nâzende

Orada kal, olduğun gibi

Fırtına içinde sütliman bir yol bulmuşsun

Yolun belli, yolcuların belli...

Çıkmazlara düşme.

Ben haşinim,

Sakinliğim aldatmasın seni.

Fırtınalı denizim,

Sularımda gezinme

Sana göre değilim Nâzende!


Sen alışık değilsindir, yamaçlarda durmaya

Benim her yanım uçurum,

Haber vereyim sana...

Gelirsen yokluktasın

Ben kendimi kaybettim bu sırda,

Kaldım mutsuz asırda...


Buralar yangın ülkesi, yağmalanan

Duygular hep viran, darmaduman...

Daha güzel senin salkımlar salınan,

Sümbüller kokan o dünyan...

Sen ki, masallar diyarındasın 

Yeşillerin var hiç solmayan,

Güneşin inmiyor hiç semândan.

Senin dünyanda renkler var muhtelif

Sıyrılmışsın tüm kara bulutlardan...


Bende her kuytu bataklık,

Gördüğün renklerin her biri mütenâhi...

Yüzümde gördüğün şu uyanışlar,

Sanma kendime getirir beni.

O uyanışlar da aynı, yalandan hepsi.

Şimdi çehremde görünür, 

Sonra mütenâhi...

Soldu bende o masal diyarlar,

Bugün var sanarsın, 

Bakarsın yarın yoklar...


Açmak için heveslenen çiçeklerim vardı ya gördüğün,

Hepsi geri soluyor...

Benim adımlarım, tersine gidişte.

Sen bana ilişme...

Ben, sandığın ben değilim.

Aldatır zevâhirim...

Maskelerim, sayısız benim

Her birine yaslandım.

Karanlık fırçalarımla;

Aydın renkler kuşattım,

Mutlu yüzler çoğalttım,

Gerçek sanma! Onlara hâller sakladım.

Siyahlar kaplı maskelere, toz pembeler boyadım...

Sakın bana aldanma!

Böyle safderûn olma.

Senin kalbin nâzende, kırılırsın...

Zorluyorsun, kanarsın.

Tırmanma bu yokuşta...


Benim her bakışımda meyus tâlihim saklı

Senden epey farklı.

Kaldığın gibi kal, çukuruma atlama!

Daldığın rüyandan uyandırma kendini,

Sorma bana meyus hâlimi

Kâbusun olurum.


Sen kırlarında dolaş, papatyalar serilen

O şarkılarına devam et, yüzüne tebessüm bürüyen...

Benim sahnemde sazlar çalar,

Türküler çığrılır, ağıtlar yağar...

Kırlar senin için var, bataklıkta dolanma.

Saplanırsın, 

Sen yapamazsın...

Dikenlere alışık değildir ellerin, 

Senin hâlin nâzenin...

Yaklaşma yanarsın,

Bu sönmez ateşimi, bir daha harlarsın...


Ben, sert dalgaların fırtınalı yüzüyüm...

Seni uyardım, yaklaşma durulmayan dalgama.

Bu ilk değil,

Feverân hâllerimi üzerine alınma.

Seni uyardım, kal masalsı dünyanda.

Kırların dikenli yollara dönmesin...

Kendini bana katma;

Çünkü incitirsin yosun bağlamış kayaları,

Yalnız kalan kuşları,

Dağ başındaki erguvanı...

Eritmeye çalışma, 

Zirveyi bekleyen karları...


İncinirsin, çıkma!

Çıkma!

Canhıraş dünyama taşıma pembelerini,

Getirme filizlerini.

Dayanamam... Sarfınazar eyle!

Bakma güçlü duruşuma.

Orada kal olduğun gibi...

Senin yolun da yolcuların da belli,

Veda etme sütlimana.

Buralar tehlike çanları çalıyor,

Fırtınaya yanaşma.

Bırak beni kendimde Nâzende!

Sularıma bulaşma...

devamını oku