Gözüm bir yerden ısırıyor burayı
Aşinayım anlattıklarına da...
Doğacak en aydın sabaha,
Geceden tutsak kalmak değil mi bu yine
İlk defa okumuyorum bu kitabı
Sadece yazanı başka ...
Ben İstiklal caddesinde yalnız,
Bir camide ezansız,
Doğduğum evde yabancı kaldım zamanında...
Boğazımda düğüm düğüm olurdu içtiğim su
Daha örülüyorken çözülmeye başlardı saçlarım,
annemin ellerinde
Henüz utanmadan kızarırdı yanaklarım ...
Temmuz ayı zatürre eder üstelik beni
Öğle sıcağı değil de,
Kış güneşi yakar tenimi
Kış güneşi... Bu kelime çok başka
Benim küçük adımlarım vardı hani,
hatırladın mı
Yanına koşarken büyüyen...
Gözlerim vardı sevinçten gülen
O zamanlar bahar koklatan ellerim vardı,
Sen öyle demiştin
O zamanlar çok sevmiştin...
Kendime bile yabancı kalışlarım var
benim şu sıralar
Bu bir kayıp
Ama ben buna aşinayım
Neden bilmiyorum inan,
Hep aynı duraktayım.
Mahşerî kalabalık ortasında
Sonu gelmeyen kaçıştayım
Bu firar, yoruyor ruhumu
Neresi doğru yer? Araftayım...
Artık zamanında düşsün o cemreler suya
Zamanında kaysın gökyüzünden bir yıldız
O kapılar doğru zamanda aralansın bana
Biliyorum
Hepsi için geç olacak,
Karşımda duruyorken musalla...
Bu yapbozun bir parçası hep eksik kalıyor
Gözlerim perde önüme,
Duymama engel kulaklarım,
Kokuna yabancıyım Rosa
Yolun sonu görünür oldu,
Bir Mesih gelmeli dünyama...
Gücüm yok ama ayaktayım
Yine aynı savaştayım
Sonuçlarım başlamadan belli benim;
Yenersem ayıp,
Yenilirsem kayıp...
Nasıl bir oyunun içindeyim?
Sen de kayıp,
Sensizlik de...