Tik... Taka... Tik... Tak
Marşandiz istasyonunda bekler sabahı
Dört gecenin kadını
Şıpır... Şıpır
Sürükler sakallarımı kuytusuna
Üç saatin çeyreği
Vızır... Vızır
Kapımı vurur kanımın alacaklısı
Geç vaktin piyasa fahişesi
Tüte... Tüte... Söner
Vurur ciğerlerime süngüsünü
kanım akmaz
Hüzün saklanmaz fincan dolusu
Dört duvarın şeytani
Bakibeyoğlu ben ki
Yine saat dört gibi
Yıldız ki gözlerimin yörüngesinde
Düşlerime kim ne ekler
ve niçin
Mumun ucunda gece
Şöyle bir gelip bir gitmeli
Bekler seni yokluk mevsiminin çiçeği
Eylül bu gece bir hecede
Onun kollarında bitmeli...