Hayat giriş kısmında kaldığında
Yanıma kendimi alır
ve ceplerime
Patlattığımda
Hiç kimseyi duymayan ve
dinlemeyen kahkahalarımdan
Olabildiğince
Geçerken müzeye bırakırım
Kitabın arasında kuruyan
antik acılarımı
İçinden gelir geçer mısralar sende
öyle devrik, öyle kısa ve hep üç nokta . . .
belki akşamüstü eserse üzerinde bi hırka gibi mısralar
her şey düzelir bir avuç can suyuyla dirileceğinin sözünü verdiğinde