Benim denizim mâvi değildir
bulutları yoktur gözlerimi perdeleyen
saydam kıvılcımlar
mâviye çalanlar
ve kambur limanları vardır ülkemin
bir o kadar çorak çizgilerim
yasakları çiğneyen ürkek gazelim
sahibine tapan perilerim vardır şehirlerimde
Evet ben bir kralım
pâyidar tutkularımın kamçıları arasında avlanırım
soyarım zeytin kokulu elbiseleri
sonra demlenirim nâzende bakışlarda
herkes ayıplar beni içten içe
küfür kıyâmet postalarlar beni kapı altlarından
siyah beyaz basılır fikirlerim
oysa ki ne gezer bende manşet
burçları kumdan kaleler yapmışım
aşk suyuyla harlamışım ateşli fânusları
karlı ellerde ısınmış yankılarım
yargısız salmışım tutsak günahları
yapılsın şimdi mâkûs müzâyede
açık arttırmayla satın alın endişelerimi,
kaygılarımı hatta korkularımı
sahipsiz bırakmayın lâfazan tacımı da
şeceremi kazıyın netâmeli mumlara
her alev aldığında hatırlansın rûşen hülyâlarım..
....
Güz, İki Bin Yirmi İki - İstanbul