Ne yapsam kuşlarda göç hazırlığı
Mevsimin ilmini hatırlıyorlar
Yanık buğdaylara dökülürken kar
Ne etsem yüzümün akmaz lekesi
Poyraza tutulmuş mumun öfkesi
Aç yatan çocuğa masal sahtesi
***
Harman neşesiyle açılan göze
Sala okur gibi bakar pencere
Günbatımı dağdan akıp kaç kere
Tabutuma dolan bir kürek sanki
Kırk defa söylenmiş bayat şarkımı
Her gün sessizleşen hayat şarkımı
Söylüyor sonundan ürkerek sanki
***
Güneşten gün oldu mısra kotardım
Yedi iklime de onu sorardım
Alnında beslerdim yoksul rengimi
Altuni kağıtla ilham zengini
Tuvalde siyahtan tiksinen parmak
Ceset kokusuna çekerdi ramak
Her nefesim sonsuz bir virgül eki
Böylece bitmeli derdim halbuki
***
Duramam şarkılar ölgün ve arsız
Duramam ritimler bozuk kararsız
Kıyıdan çekilen yüreğim kısık
Gözlerim yüzümden kaçışan ışık
Yeniden sellere kapılmalıyım
Çılgın şimşeklere çarpılmalıyım
***
İstemem bir kere daha uzanmak
Fırtınadan kardan ikrar istemem
Veda alarmında her gün uyanmak
Yıkılmak uykuya tekrar istemem
Bozuk ağızların zehrine kanmak
Ve zarar üstüne zarar istemem
***
Uzayan şu yola yırttım resmimi
Parça parça saldım toza cismimi
Kanamaya hazır topuklarımı
Sonunda sımsıkı yumruklarımı
Ekledim mühimmat gibi gövdeme
Dönüş zamanıdır yitik ülkeme
***
Dua eder gibi ayrılmalıyım
Ruhtan keder gibi ayrılmalıyım
Çatlamış topraktan sızıyor gibi
Son borcun üstünü çiziyor gibi
Esaret bitimi yırtarım akdi
Tanyerinde güneş ve veda vakti