Seni yazıyor sayfalarıma şu güneşin inadı
Doğmasan yeni günümle,
Olmaz mı?
Bıraksa şu kırlangıç, seni cıvıldayan nazını
Unutsa dört mevsim, seninle ısınan yazını
Üzerime düşmesin yağmurun bereketi
Toprak salmasın ezferini
Vazgeçsin inadından bağrı yanık güneş,
Getirmesin her düne ve bugüne
Senin eskittiğin günleri...
Gökkuşağı açmasın mavide, rengârenk çiçeksi
Hatırlatmasın ahımı...
Demlenmesin tavşan kanı çaylar,
Deniz, bulmasın sularında
yakamozun tadını...
Sonbaharda dönmesin yapraklar,
ayaklarımın altında sarıya...
Kimse sormasın seni bana,
Hatrım terk etmeli bu bulunduğu yeri...
O balkonlarda, açmasın mutazavvı renkler
O güzelliğe bürünmemeliler...
Süslemesinler geçmişten gelen yenimi
Ne varsa seni soluyan,
Almasın o tehlikeli, zehirleyen nefesi...
Banklar kurulmasın sahil kenarlarına
Sen anlarsın,
Bakmasın kutup yıldızı öyle tepeden bana
O siyaha göz kırpan mavide ,
Işımasın iştah ve hırsla...